Başkanımız Ali Y. Koç, Kulübümüzün 2021 Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda gündemle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Tüm futbol faaliyetlerinin bir arada olacağı tesisle ilgili müjdeli haberi veren Başkanımız, 125.000 m2 büyüklüğünde ve Samandıra Can Bartu Tesislerimize 600 metre mesafedeki arazinin 30 yıllığına Kulübümüze tahsis edildiğini duyurdu.
BAŞKANIMIZ ALİ Y. KOÇ: ‘BİR ESER BIRAKACAĞIZ’ DEDİK VE O RÜYA GERÇEKLEŞMEK ÜZERE

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN LİDERLİĞİNDE CANIYLA, KANIYLA İLAN ETTİĞİMİZ CUMHURİYETİMİZİN 100. GURURLU KURULUŞ YILINDA SPORTİF ANLAMDA VE PEK ÇOK ANLAMDA BU ÜLKENİN, BU TOPRAKLARIN AYDINLIK YÜZÜ FENERBAHÇE, HER ALANDA LİDER VE HEP ÖNDE OLMALI
“Hepimize sabrınız için teşekkür ediyorum. Heyete ve kurullarımıza da çok teşekkür ederim. 9 Nisan 2020 tarihinde camiamıza bana göre çok yakışan bir şekilde bir seçim süreci yaşadık. Son dakikasına kadar her anlamda bence Fenerbahçe’nin gurur duyacağı bir seçim oldu ve Sayın Uğur Dündar, heyetiyle beraber Yüksek Divan Kurulu Başkanımız oldu, onları huzurlarınızda bir kez daha kutlamak istiyorum. O günden bu yana yaptığımız muhtelif görüşmelerde de görüyorum ki Cumhuriyetimizin 100. yılına Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulumuzdaki çalışmalarıyla daha da kuvvetli gireceğiz. Birbirimize rol biçeceğiz, yük paylaşacağız bunu hissediyorum. Yüksek Divan Kurulu toplantılarında da yeni bir enerji, taze bir kan, farklı bir bakış açısı gerekiyordu. İnşallah sizinle ve ekibinizle camiamıza fayda sağlayan, katma değer sağlayan çalışmalar yaparız. Zaman zaman sıkışık konularda da Uğur Bey’in şu ana kadar sergilemiş olduğu hassasiyet için de özellikle ben şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkür etmek istiyorum. 100. yılımıza giriyoruz. Büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde canıyla, kanıyla ilan ettiğimiz Cumhuriyetimizin 100. gururlu kuruluş yılında sportif anlamda ve pek çok anlamda bu ülkenin, bu toprakların aydınlık yüzü Fenerbahçe, her alanda lider ve hep önde olmalı. Bunun için de camia olarak hepimiz sıkı sıkı birbirimize kenetlenmeliyiz, yekvücut, tek vücut, ‘hepimiz birimiz birimiz hepimiz’ mantığıyla bu 100. yılı ki ben bunu 1,5 sene olarak görüyorum. 100.yıl temalı formalarımız sezon sonuna kadar devam edeceği için bu süreçteki bütün müsabakalarda, bütün çabalarda, her yerde, her mücadelede hep beraber olmayı, sizin desteğinize, güveninize başta biz olmak üzere ama özellikle sporcularımızın her zamankinden çok ihtiyacı vardır, olacaktır. Çünkü bu güzel ülkenin kurtuluşunda ve kuruluşunda bir spor kulübü olarak Fenerbahçe Spor Kulübü’nün aldığı sorumluluk, gösterdiği liderlik, şehidiyle, gazisiyle ve Mustafa Kemal Atatürk’ün saygısını hak etmesiyle bize yakışacaktır.
‘BİR ESER BIRAKACAĞIZ’ DEDİK VE O RÜYA GERÇEKLEŞMEK ÜZERE
Şimdi güzel bir haberle devam edelim. (Video oynatılır.) Fenerbahçemiz, evet çok büyük kulüp, şanlı kulüp, Jorge Jesus tesislerimizi ziyaret etti ve çok etkilendi. A Takım tesislerimiz de çok iyi. Ama baktığınız zaman hem futbol, bütün altyapı takımlarımız hem de Dereağzı’na sıkışmış; erkek basketbol ve kadın basketbol takımları dışındaki diğer bütün operasyonlarımız çok dar, klostrofobik, biraz da eskimiş imkanlarla faaliyetlerini sürdürmektedir. En büyük hayalim, seçilmeden önce de söylemiştim; buraya örnek olabilecek bir Futbol Akademisi bırakarak, tüm futbol faaliyetlerimizi en küçük yaştan kadın futbolumuz da dahil A Takıma kadar aynı yerde faaliyet gösterecekleri bir tesis hatta sportif anlamda bir eser yaratmak istediğimi sizlere ifade etmiştim. ‘Başka hiçbir tesisleşmemiz olmayacak’ demiştim. Arazi al, belki ileride arazi çok fayda sağlayabilir ama ne yazık ki öyle imkanlarımız olmadığı ve borçla da arazi alamayacağımıza göre bir eser bırakacağız dedik. O rüya gerçekleşmek üzere, bu rüya inşallah gerçekleştiği takdirde ilk hedef futbolu taşımak, ikinci hedef ise kademe kademe Dereağzı’nı uzun süreli garantileyip, oradaki bütün operasyonlarımızı yeniden inşa etmek, modernize etmek, oradaki yatak sayısını artırmak yani tam anlamıyla bir kampüs haline getirmek. Birinci aşamanın gerçekleşmesine çok yakınız. Burası 30 yıl süreyle kulübümüze tahsisi gerçekleşti. Buradaki teşekkürlerimi temmuz ayındaki Yüksek Divan Kurulu toplantımızda sunacağım ama devletimizin başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgili tüm birimlerine; Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’a, Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar’a bu rüyanın gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan araziyi tahsis ettikleri için teşekkür ediyorum. Ama şu sözü de verebilirim: Onlar bundan belki de 5 sene sonra dönüp bakacaklar ve diyecekler ki ‘işte, Fenerbahçe’nin bu eseri bizim sayemizde oldu, çorbada bizim de tuzumuz var’. Çünkü bu eser aynı Stadımızda olduğu gibi Şükrü Saracoğlu Stadı nasıl ki Türkiye’ye emsal teşkil ettiyse, o zamanın kıt şartlarıyla, zor imkanlarla, enflasyonun çok yüksek, ekonominin önünü göremediği dönemde Sayın Aziz Yıldırım’ın liderliğinde bütün Fenerbahçe camiasının emeğiyle, teriyle, maddi imkanlarıyla hiç kimseden destek alınmadan yapılmış stadımız, nasıl bugün Türkiye’deki bütün statlaşmaya örnek olduysa göreceksiniz bizim akademimiz de diğer tüm kulüplere örnek olacak. Zira Türk futbolunun artık kurtuluş formüllerinden bir tanesi, ana kolonlarından biri öz kaynaktan sporcu yetiştirmektir. İnşallah bunu, bu ekonomik sıkıntılarda, bu ekonomik ortamda, bu futbol ikliminde biz gerçekleştirebilir ve sizlerin, hepinizin gurur duyabileceği bir eseri camiamıza kazandırabiliriz.
BAŞKANIMIZIN BU BÖLÜMDEKİ KONUŞMASININ ARDINDAN KULÜBÜMÜZE TAHSİS EDİLEN ARAZİ İLE İLGİLİ TANITICI VİDEO SALONDAKİ GENEL KURUL ÜYELERİYLE PAYLAŞILDI:
MİHA ZAJC KONUSU
Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin’in konuya cevabı şu şekilde: “2020 yılının başında bu olay başımıza geldi. Başkanımızın da ifade ettiği gibi fishing bir siber suç, dolandırıcılık hadisesi. Miha Zajc ile ilgili yapılacak taksit ödemesinin başka bir hesaba yapılması suretiyle Fenerbahçemiz dolandırılmıştı. Rakam, 831.929 Euro’ydu. Bu rakamın bugüne kadar 384.521 Euro’sunu tahsil ettik. Süreç devam ediyor. Kalan 480.722 Euro için karşı tarafın yani dolandırıcıların gayrimenkullerinde veya mal varlıklarında 800.000 Euro’yu aşkın haciz ve rehinler konulmuştur. Süreç içerisinde tamamının tahsil edileceğini ve Fenerbahçe’nin dolandırıldığı rakamın da tekrar Fenerbahçemize geri döneceğine inancım tamdır.”
Burada mali açıdan bize sıkıntı yaratacak bir durum yoktur, biraz zamanlama farkı vardır. Biz de isterdik bize olmasın. Benzer şeyler başka kulüplere de olmuştur. Bu dijital hayatın ne yazık ki olumsuz çıktılarından biri budur. Bunu böyle alaycı bir şekilde ki –bunu Murat Bey için söylemiyorum kesinlikle keza teşekkür ediyorum- geçen gün çıktı arkadaş konuştu. Ben de o gün cevaplamadığımızı anladım. Bu imkanı tanıdığınız için teşekkür ederim.
KENAN EVREN LİSESİ
Kenan Evren Lisesi’yle ilgili Sayın Hüseyin Arslan cevap verecek. Hüseyin Arslan’la birlikte İlker Dinçay Bey de bu konuyla uğraşıyor. Yakın zamanda ilgili Bakanımıza gittik ve konuyu tekrar istişare ettik.
Yönetim Kurulu Üyemiz Hüseyin Arslan’ın konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde: “Sayın Başkanım, sizin önderliğinizde ve desteklerinizle Kenan Evren Lisesi’nde mevcuttaki imar planı T3 AVM olarak gözüküyor. Oradaki yapılarımızdan bir tanesi için Anıtlar Yüksek Kurumu’ndan dolayı yıkım izni alınamıyordu. Biz Sayın Başkanımızın da desteğiyle Bakan Beyi bizzat ziyareti sonucu yıkım iznini aldık. İnşallah 15 gün içinde o küçük yapı hariç yıkıma başlıyoruz. Şu anda bununla eş zamanlı olarak da arsanın ifraz, terk, tevhid çalışmaları devam etmekte. Yine buna eş zamanlı olarak o parsel üzerinde kulübümüze ticari gelirler kazandırabilecek olan plan ve proje çalışmaları devam etmektedir. Kördüğüm meselesi çözülmüştür. 30 yıl süreli irtifak hakkı Kulübümüze tahsis edilmiştir.”
AYKUT KOCAMAN – ALEX KONUSU
Sayın Murat Akay, ‘Aykut Hocayı da keşke böyle uğurlasaydık’ dedi. Keşke uğurlasaydık. İmkan olmadı. Benim Aykut Hocayla hiçbir problemim yok. Bana göre Fenerbahçemizin efsanelerinden biridir. Yalnız kendisi de çok dolmuşa geliyor. Bir konuya açıklık getirmem lazım. Nasıl olduysa Sayın Aykut Kocaman kendisi Konyaspor antrenörüyken bize geldiği deplasman maçında tesadüf Alex’in de geldiği bir maçtı. Bir televizyon programında kendisini Alex’le karşı karşıya getirmenin ne kadar yanlış olduğu ve düşüncesiz bir hareket olduğu yönünde ifadelerde bulundu. Ben bunu şiddetle kendisine iade ediyorum. Şöyle ki, bizim öyle bir niyetimiz olsaydı kendisi çok daha iyi anlardı.
Biz yönetime geldikten sonra bazı eski oyuncularımız Appiah, Devid de Souza ve Lugano vs. ülkemize geldi. Onlara birer plaket sunduk. Sosyal medya mesajları sunduk. Alex bizden bağımsız olarak özel bir şirketin yaptığı etkinlik çerçevesinde Türkiye’ye geldi. O ziyaretin Konya maçına denk gelmesi tesadüf mü yoksa gerçekten öyle mi oldu ben bilmiyorum. Sırf konunun hassasiyeti ve Aykut Hocaya duyulan saygıdan dolayı ne ben kendisini yönetim locasına davet ettim ne kendi locamda ağırladım. Hatta bu konu gazetede ‘loca krizi’ diye haber olmuştu. Başka bir loca sahibimiz onu ağırladı. İyi ki de ağırlamış. Plaket vermedik, locada ağırlamadık. Kendi locamda ağırlamadım. Soyunma odalarında karşı karşıya getirmedik. Bütün bu hassasiyeti göstermiş iken Aykut Hocanın çıkıp, ‘Alex’i benim maçıma çağırıyorlar’ demesi abesle iştigaldir. Onun dışında benim için Aykut Hoca her zaman efsanedir, efsane olarak da kalacaktır. Bunu düzeltme ihtiyacı duydum. Bir sürü isim saydınız. Aykut Hoca, Müjdat Yetkiner, Tamer Yelkovan vs. vs. vs. Evet, Fenerbahçe’nin çok efsane sporcuları vardır. Ama her sporcusu hayatının şu anki dönemi için Fenerbahçe için var olan veya Fenerbahçe ile var olan ayrımı yapmamız gerekmektedir. Fenerbahçe’ye çok sportif katkısı olan, bu dönemde katkısı olmuş insanlar vardır. Sporculuk vasfı sebebiyle Fenerbahçe’de belirli pozisyonlar alıp kendi maddi imkanlarını da çok ciddi anlamda geliştirmiş sporcularımız da vardır. Ben şahsen hepsini aynı tutamam.
Genç arkadaşımız Burak Yitgin kardeşimiz çok güzel konuştu. Burada yapılması gereken konularla ilgili kendisini tebrik ediyorum.
Hasan Gözderesi’nin 25. yılı hayırlı uğurlu olsun. ‘Vefa Beyi onore edin’ dedi. Biz de Uğur Bey de üzerimize düşeni yaptığımızı düşünüyorum. Eksik bir tarafımız varsa affola. İki tarafta da Vefa Beye karşı herhangi bir saygıda kusur yoktur.
Serdar Öztenar, 100. yıl olduğu için bilhassa tek vücut olmalıyız ama 100. yıl olmasa da tek vücut olmalıyız. Demin saydığım futboldaki iklimden dolayı.
Hikmet Kaya, doğru tespitler teşekkür ederim. ‘İfşa dönemi olmalı ve herkesin yaptığını ortaya dökmemiz gerekiyor’ diyor. Bunu Ekrem İmamoğlu örneğini vererek söylüyor. Evet, ne yazık ki devletimizin destekleri konusunda bir nebze diğer büyük kulüplere nazaran daha şanssızız diyelim. 4 Nisan halen açık kalan ve bizim ciddi anlamda mücadelesini verdiği bir konu. Birazdan açtığımız davaları sizlerle paylaşacağım. Bunların bir kısmı ilk defa sizlerle paylaşılıyor olacak.
Ulul Can Bey, ‘başkalarını dinlemeyin’ diyor. Bence akıl akıldan üstündür. Güvendiğiniz, inandığınız herkesin sadece yönetim kurulunun, herkesin görüşü alınabilir. Ama onun neyi kastettiğini anlıyorum. Kesinlikle de katılmıyorum. Anonim Twitter hesaplarıyla vs. vs. garip garip bir şeyler söyledi. Biz, anonim hiçbir şey yapmadık. Özü sözü birim. Çıkıp da başkalarını kullanmaya ihtiyacım yok. Tam neyi kastettiğini anlayabilmiş değilim. İyi niyetini ciddi anlamda sorguluyorum. Saygıda kusur etmeksizin her türlü eleştiriyi yapabilirsin ama mizah yapma yeri değil.
Hüseyin Caner Batak, sosyal medyamızı eleştirdi. Saygı duyuyoruz. Her türlü önerinize açığız. Ancak bana göre sosyal medya özellikle iletişimimiz daha da kuvvetli olabilir. Sosyal medyamız beğenilen sitayişle bahsedilen konumda. Ama her türlü önerinize de açığız.
Hep daha iyi olmalıyız. Hep daha aktif olmalıyız. Kadro mühendisliğimizi eleştirdi. Bir nebze kabul ediyorum. ‘Başladığınız hocayla hiçbir sezonu bitiremediniz’ aynen doğrudur. En son arzumuz buydu. Biz de sadece başladığımız sezonu değil, ilk sezondan itibaren aynı hocayla devam etmek isterdik. Acemilik de oldu, şansızlık da oldu. Camia baskısı da oldu ama bu noktadayız. İnanıyorum ki yeni hocamızla bu algıyı da yıkmış oluruz.
Osman Damgacı Bey UEFA gelirlerine odaklandı. Çok güzel çalışmışsınız. Sizi tebrik ederim. Zenginin çok daha zengin olduğu, büyük liglerin daha da arayı açabileceği bir formata gidiyor, Avrupa futbolu ne yazık ki. 2024’ten sonra bizim gibi ülkelerin Şampiyonlar Ligi’ne gitmesi daha da güçleşecek. O yüzden inşallah bu seneki fırsatı değerlendirebiliriz.
Recai Ersoy, kendine has üslubuyla bir şeyler söyledi. ‘Kovduk mu, onore mi ettik’ dedi. Ben de kendisinin olumlu mu olumsuz mu bir konuşma yaptığını anlamadım. O da her zaman samimi bir şekilde kulübün yanında olan üyelerimizden biri. Bedava bilet konusunu gündeme getirdi. ‘Böyle bir şey var mı yok mu’ dedi. Zaman zaman derneklerimizi çağırdığımızda, zaman zaman da davetli olunduğunda.. ama sistematik bir şekilde olan bir şey yoktu. İlk 3 sene hiç yoktu. Ben bile davet ettiğim insanların kuruşuna kadar, yani borcumdan da düşmeden bunu da üstüne basarak söylemek istiyorum. Kulübe birini üye yapıyorsam, akrabamı, eşimi dostumu, yaşımız bir yere geldi. Sevdiklerimizin çocuklarını… Hiçbir şekilde ‘borcumdan düşün’ diye yaptığım hiçbir şey yoktur. Bilet alıyorsak da parasını ödüyoruz.
Konuşmasından dolayı Şenol Karadoğan’a da teşekkür ediyorum. Kapsamlı güzel bir konuşma yaptı. ‘3. sınıf finans öğrencisiyim’ diyor. Herhalde finans öğrencisi olmak, kulüpleri araştırırken anlamakta güçlük çekeceğiniz bir durum ama iki numaralı arkadaşı hakikaten doktora yapmış olsanız da anlamakta güçlük çekerseniz. Çünkü gerçekleri ifade etmemektedir. ‘Trabzon’a koyduğunuz tavrı daha fazla koyun, bizler arkanızdayız’ ama nasıl arkamızdasınız. Fenerbahçe Beko’da bir başarısızlık varsa ki son dönemde istediğimiz gibi olmadı. Sorumlusu benimdir, sadece bir Yönetim Kurulu üyemiz değildir. Gecesini gündüzüne katıp orada çalışmaktadır. İnşallah birkaç hafta sonra orada da sizinle çok güzel enteresan gelişmeleri paylaşacağız.
Bakın, balık baştan kokar. Varsa sorumlusu benim. Futbolda bu kadar sıkıntı yaşadık, yatırım yaptık. Özenle, itina ile mücadele ettik. Ben bir kere çıkıp, ‘ben mi gol atacağım. Yok o futbolcu öyle. Yok bu hoca böyle’ demedim. Varsa sorumluluk ben ve Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımındır. Basketbolda da varsa bir başarısızlık sadece Sertaç beye kimse bunu addedemez, bu bizim başarısızlığımızdır.
Yalnız şunu da göz ardı etmeyin. Biz kimlerle mücadele ediyoruz? Biz artık, Beşiktaş, Galatasaray ile mücadele etmiyoruz. Trabzonspor zaten bu alanlarda yok. Biz, bizden çok daha zengin borç derdi olmayan kurumsal şirketlerin takımlarıyla mücadele ediyoruz. Onlar bunları ‘reklam harcaması’ deyip, geçebiliyorlar. Yeni kanundan sonra biz, bu harcamalardan dolayı hapse girme riskiyle karşı karşıyayız. Fenerbahçe Spor Kulübü’dür, evet. Şenol kardeşim de aynı şeyi söyledi. Ama nereye kadar. Biz nereye kadar bunu götürebileceğiz. Boksörlerimiz şampiyon oluyorlar, ifade edildi. İsmini vermeyeceğimiz bir siyasetçi çıkıyor, bir kızı kutluyor. Sonra ‘ne oluyor? diyoruz. Çıkıp, ‘Benim sosyal medya hesabımı yönetenlerin hatası’ deyip ertesi gün 5’ini kutluyor. Siz biliyor musunuz ki Anadolu’da bir kulübü arayıp siyasi seviyede bir kişilik ‘siz nasıl olur da bu şampiyonluğu kutlamadınız’ diye hesap sorabiliyor. Geldiğimiz noktanın farkında mısınız? Kusura bakmayın, şans da bizim yanımızda değil. 4 senedir olumsuz anlamda her şeyi yaşadım. Ama bu salonda Final Four’u kaybettiğimiz zaman yine evdeydim. Kendimi nefes alamayacak gibi hissettim. 2 maçta 49 sayı fark attığımız kulüp, kendi sahamızda. Ruslar yok. En iyi 10 üçlük atan oyuncunun üçü bizde. En iyisi, bir numarası bizde. Burada bir tane üçlük atamadan kupa gidiyor. Böyle bir şeye inanabiliyor musunuz? Türkiye Kupası. Finalde toplamda 100’den fazla sayı farkı attığımız takıma bir maçta Türkiye Kupası’nı veriyoruz. Artık bu baht mıdır, şans mıdır? Nedir bilmiyorum.
VakıfBank dünyanın en iyi takımı. CEV finallerine kalacağız. 3-1 yeniliyoruz. 3-0 kendi sahamızda yeniyoruz ama bu yetmiyormuş. Altın sette maçı veriyoruz. Bu imkanlarla kurabileceğimiz en iyi takımla ligde karşılarına çıkıyoruz. Seride 2-1 öndeyiz. Maçta 2-0 öndeyiz. 18-14 öndeyiz. ‘Şampiyonluk geldi’ diyoruz. Bir şekilde gelmiyor. 5. sette 6-2 öndeyiz. Hakikaten bir şey var. ‘Şans’ diyelim geçelim.
Alper Üstel kendine has tavrıyla yarı destek yarı köstek bir konuşma yaptı. Kalbi temiz, niyeti iyi. Tribünlerdeki en eski arkadaşlardan biri. O da ‘tribün fiyatlarında indirim yapın’ diyor. Nasıl ayakta kaldığımızı anlatmaya çalışıyoruz, birazcık çaya zam, birazcık havuza zam. Ondan sonra işitmediğimiz laf kalmıyor. Arkadaşlar kombinelere zam getirmeye mecburuz. Bu zam yüzde yüzün üstünde olacak. Sadece son 5 senedir kombine fiyatlarının ne olduğunu Euro bazında bakın, bugüne bakın. Fenerbahçe-Fenerbahçe. Her şeyden önemli Fenerbahçe diyorsunuz. Hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız. Biz Covid dolayısıyla neredeyse 1.5 yıl tribünlerden gelir sağlayamadık. 2 numaralı konuşmacı çok gelir sağlamışız gibi anlatıyor. Sizin anlattığınız gelirleri biz yaratmasaydık bu gemi hiç yüzmeyecekti. Kısmen kaynakları daha iyi kullanabilirdiniz, diyebilirsiniz. Ona da katılıyorum.”